2 Mart 2011 Çarşamba

EFES PİLSEN BASKETBOL TAKIMI ÜZERİNE

Efes Pilsen son olarak kaybettigi Montepaschi Siena maçı ile Eurolegue’e veda etti. Bu maç üzerine pek fazla konuşmaya gerek olmadıgını düşünüyorum çünkü gerçekten zor bir maç olacagı belliydi. Bu maçın neden kaybedildigini ve Efes Pilsen’in neden elendigini konuşmak yerine  bu senenin degerlendirmesini yapmak istiyorum. Geçen sene Eurolegue’e erken veda eden, lig finalinde de Fenerbahçe’ye kaptıran Efes Pilsen takımının koçu Ergin Ataman , Kaya Peker ve Ermal Kuqo ile yolları ayırdıkdan sonra koç V.Perasovic ile anlaştı. Takıma da A.Wisniewski , E.Dudley , L.Roberts ve M.Raduljica yı kattı . İtalyada kiralık oynayan Cenk Akyol da takıma geri döndü. Sene başında pota altında M.Raduljica’nın sakatlanmasından sonra Eurolegue’in kariyerli ama artık yaşı ilerlemiş pivotlarından Nikola Vujcic’i kadrosuna kattı . Sene başında cumhurbaşkanlıgı kupasında Fenerbahçe Ülker’i yenerek kupayı 9. kez müzesine götürerek iyi bir başlangıç yaptı. Bundan sonraki periyotta istikrar yakalayamasa da lig de zor durumlara düşmeden toparlanan Efes Pilsen Eurolegue’e de galibiyetle başladı. Koç Perasovic’in en önemli problemlerinden biri takım içinde belli bir kadro istikrarının yakalamaması oldu ama geçtigimiz senelere bakarsak iyiye gittigini oldugunu görüyoruz . Takımda en çok eleştirilen konu Ender Arslan’a koç Perasovic tarıfından süre verilmemesi ki Ender Arslan geçtigimiz dünya basketbol şampiyonası finalisti olan milli takımızın ikinci guardı. Her koçun kendine göre oyuncu tercihleri olur ve genelde herkesde buna saygı duyar ama o Ender Arslan’ın bu zamana kadar neler başardıgını biliyoruz ve yorumu sizlere bırakıyoruz. İkinci bir eleştiri konusu ise takım ruhunun yakalanaması ve o bütünlügün sene başından beri oluşturulamamasıydı. Birkaç oyuncu dışında takım içinde adeta ‘atanlar’ ve ‘tutanlar’ olmak üzere iki farklı grup oluştu. Kadro istikrarsızlıgının yanı sıra Eurolegue’de de deplasmanda maç kazanamamak takımın eksilerinden biri oldu. Eurolegue ilk gruplarda 10 maçta 5 galibiyet 5 mağlubiyetle grup 3.sü olarak top 16’ya kalmayı başarsa da ilerisi için pek ümit vermeyen takım çekilen kuraylada zorlu bir maç trafigine girdi. Sene başından beri Kerem Tunçeri, Kerem Gönlüm, Thornton ve her nekadar eleştiri konusu olsada takımın birinci skor gücü olan Rakocevic’in sırtında yürüyen takım grubun ilk 2 maçında içerde Siena ve deplasmanda Partizan galibiyetleri ile önemli bir avantaj yakalayan Efes Pilsen tüm olumsuzluklara ragmen top 8’e kalabilecegini gösterdi. Deplasmanda sanşsız şekilde uzatmada kaybedilen Real Madrid maçı belkide avrupada sona yaklaşıldıgının göstergesiydi. 4. haftada içerde beklenmedik farklı Real Madrid ve 5. haftada deplasmandaki Siena yenilgileri iyi başlanan avrupa macerasının sonuna gelindi. Önünde formaliteden öteye gitmeyecek olsada kazanılması gereken partizan maçı olan Efes Pilsen için artık tek hedef geçen sene kaybedilen Türkiye Ligi.  Geçen seneye göre önemli gelişmelerden biride taraftar destegi oldu. Geçtigimiz sene Eurolegue’de seyirci ortalamasına göre son iki sıradaki takım olan Efes busene Hayatıdoldur’unda katkılarıyla en çok seyirci toplayan birkaç takımdan biri oldu. Sinan Erdem’in deplasman takımları için nekadar zor oldugunu Efes Pilsen’in bu sene evinde oynadıgı 8 Eurolegue maçında tek mağlubiyet almasından anlıyoruz . Avrupanın en formda guardlarından Kerem Tunçeri takımın istikrarlıları Thornton, Kerem Gönlüm, Rakosevic, Roberts ve Sinan’ın katkılarıyla bu senede Efes Pilsen’i lig şampiyonu olarak görmeyi umuyoruz ve bu yolda destegimizi hep gösterecegimiz takımıza  başarılar diliyoruz.   
Hayatı Doldur - Uludağ Üniversitesi Marka Elçisi
Gürsoy Akar