19 Şubat 2010 Cuma

Adalara Mama ve Sevgi Götürme

Marmara Üniversitesi Marka Elçimiz, Volkan Sarıkaya  yoğun duygular yaşadığı, Adalara Sevgi ve Mama Götürme  etkinliğine dair duygularını aktardığı günlüğünü bizimle paylaştı...

Siz hiç bir sokak kedisini sevip, okşanıdız mı ya da bir sokak köpeğini o masum gözlerinin içine baktınız mı ? Ben Denizli doğumluyum, Denizli’de sokaklara baktığımızda  görebileceğimiz kedi ve köpekler insalara o kadar yabaniler ki değil dokunmak, yanlarından geçtiğinizde dahi kaçarlar.

Herşey mailime gelen ve düşünmesi bile o soğuk günlerde içimi ısıtan,  24 Ocak’ta yapılacak Adalar’da ki sokak köpeklerinin ve kedilerinin soğuklardan korunması ve karınlarının doyurulması için yapacağımız yardım mailini gördüğümde başladı.

Günler yaklaştıkça çevremde ki arkadaşlarımın bu organizasyonumuza gelmeleri için ısrar ettim ve onların da bu yardım işinde bir nebze olsun katkıları bulmasını istedim.  23-24 Ocak hafta sonu gelen soğuk hava dalgası nedeni ile iptal olan vapur seferleri ve ulaşım sıkıntısı nedeni ile yardım etkinliğimizi yani sosyal sorumluluğumuzu bir hafta ertelemek zorunda kaldık. Biz sıcacık evlerimizde otururken o sırada ada sokaklarındaki kedi ve köpekler ise muhtemelen üşüdüler.

31 Ocak Pazar gününe ertelediğimiz Sosyal Sorumluluk Etkinliğimiz,  12.20 Kadıköy – Adalar Vapuru ile başladı. Hayatı Doldur Ailesi yine birbirine sıkı sıkı bağlanmış olduğu için aramıza yeni katılan arkadaşların bize ısınmaları hiç zaman almadı. Vapurumuzun Büyükada güzergahında uğradığı adaların iskelelerine yanaştığı anda bize gelen kedicik ve köpeklere Ufuk  bol bol mama bıraktı. Büyükada’ya ulaştığımızda bizi karşılayan ada sakinlerinden birkaç kişi ile adada ki kedi ve köpekler hakkında bilgi alarak kedi ve köpeklerin yoğun olduğu yerlere doğru yola çıktık.



İlk yardımımızı iskele önünde oturan ve bir hayli sıska kalmış bir köpeğe yaptık. Ona verdiğimiz mamayı müthiş bir iştah ile yemeye başladığında hislerimin yoğunluğu beni beklemediğim derecede şaşırttı. İlk kedi ile temasımız iskeleden biraz yürüyünce oldu. Kedi o kadar güzeldi ki, alıp eve götürme isteği bile doğdu bende. Kediye bir miktar mama verdik, o sırada yeni bir kedi daha çıka geldi. Yeni gelen kediye de mamasını verdiğimiz sırada yeni bir kedi daha geldi ve bir tane daha ve bir tane daha... Kediler çoğalmıştı ve mutluluktan çevremizde dönmeye başlamışardı, bu durumun şaşkınlığı ile çevremi unuttuğumu farkedip yürümeye başladığımda, ekibimizin bir kedi yuvasının çevresindeki kedileri beslediğini ve yuvaya mama koyduklarını gördüm. 

Bu sırada ada sakini olan bayan kedileri “pisi pisi” sesleri ile çağırıyordu. Küçüklüğümden beri "pisi pisi" sesinin uydurma olduğuna ve kedilerin bu sese gerçekten gelmediğine inandığımdan, "pisi pisi" sesine olan hızlarıyla gelen kedileri görünce bir kez daha şaşırdım. "Pisi pisi" sesini duyan her kedi, bir anda etrafımıza doluyor ve heyecan ile çevremizde dönmeye başlıyordu. Sokak kedilerine pek alışık olmayan ben, bu ilgiye fazla dayanamayıp kedileri bol bol sevmeye başladım. Kediler sokak kedisi olmasına karşın oldukça bakımlı ve güzellerdi.

Uzun süre ara sokaklarda "pisi pisi" diyerek  ve kedileri mamalar ile besleyerek dolaştık. Bir sokakta "pisi pisi" şeklinde seslenmemize rağmen koşar adım gelen köpeği görünce birkere daha şaşırdım,  hayvan sever insanların mama vermesine alışmış bazı köpeklerde "pisi pisi" seslerine geliyordu. Kedi ve köpek dostlarımıza gösterdiğim ilgi karşısında hissettiklerimi daha önce hissetmediğimi farkettim. Bu bir ev kedisi ya da ev köpeği karşısında hissettiklerim ile boy ölçüşemez hislerdi, onlara olan bu ilgisizlik bu hislerimi kat kat arttırdı...

Adada uzun bir zaman geçirip, sokak sokak, evsiz kedi ve köpekleri besleyerek sosyal sorumluluğumuzu yerine getirdik. Bu arada bir parkta martıları da beslemeyi unutmadık, ayağı kırılmış bir martı ile özel olarak ilgilendik. Sokak kedi ve köpekleri ile ilgilenen ada sakinlerine fazladan mama bıraktık ki, biz olmadığımızda bizim için ilgilensin dostlarımız ile. Elimizdeki  tüm mamalarımızı bitirdiğimizde, 65 Kg mama dağıttığımızın farkedip, hayvan dostlarımızın bir gün de olsa karınlarının doyduğunu ve hatta azda olsa ilgi gördüklerini düşünerek mutlu olduk.



Hayatı Doldur Ekibi bu etkinliği düzenleyerek sosyal sorumluluğunu yerine getirdi. Bize bu duyguları yaşattığı için Hayatı Doldur Gençlik Kulübü’ne teşekkür ederim ayrıca bu etkinlikte  yer alan herkese ayrı ayrı teşekkürler. Bundan sonra Adalar’a her yolum düştüğünde yanımda bir miktar mama götürüp dostlarımızın karınlarını doyuracağım. Çünkü onlara bir günlük yaptığımız ziyaret yeterli olmayacaktır.

18 Şubat 2010 Perşembe

Staj Macerası

  Stajyerimiz Ufuk Satış'ın son gününe istinaden bizimle paylaşmak istedikeri varmış :)

  "İstanbul" 
  Aslında bu heyecan aylar öncesinden başladı. Mailler, telefonlar görüşme üstüne görüşmeler ve  sonunda gerçekten çalışmak istediğim sektörde başarılı işler yapan, gençlik üzerine büyük projeler geliştiren the uniclub - youtholding de stajım kabul edildi. Kabul edildikten sonra Eskişehir’den İstanbul'a gelmek için çok zaman kaybetmedim açıkcası. Emin olun ki bu stajı ne kadar çok istediğimin en önemli göstergelerinden birisidir. Hazırlandım, Eskişehir tren garına gittim, aslında kısa sayılabilecek ama biran önce kavuşma arzusunda olan bana çok uzun gelen bir yolculuktan sonra, Haydarpaşa'ya ulaştım. Ve vapurda İstanbul'un ilk sürprizi ile karşılaştım. Şimdiden bu stajın ne kadar sürprizlerle dolu geçeceği belliydi aslında. Benimle evini paylaşan çok sevgili arkadaşım ve koordinatörüm Sarper ve kız arkadaşı Özlem de aynı vapurdalardı ve rotamız aynıydı.



  ”Youtholding”

  Heyecan doruktaydı ve o büyük binanın büyük kapısından sonunda içeri girdim. O andan itibaren her şey sonsuz güzellikte ve heyecan ile geçti. Daha kapıdan girer girmez Aysu sağolsun sosyal medyanın tüm mecralarında yakaladığım bu fırsatı tüm dünya ile paylaşmaya başladı bile ve bu staj boyunca böyle devam etti. Stajım ilk gününden son gününe kadar dopdolu geçti. Hiç kimse patronum olmadı. Herkes sanki bende burada bir çalışanmışım gibi yaklaştı bana. Çoğu şirkette olduğu gibi fotokopi stajı yapmadım. Bu açıdan kendimi çok şanslı hissediyorum. 2 yıldır aktif olarak Hayatı Doldur Gençlik Kulübünün marka elçiliğini Anadolu Üniversitesi'nde gerçekleştiriyorum ama bana verilen bu fırsat sayesinde bir de yemeğin pişirildiği tarafta olma fırsatını yakaladım ve işleyişi buradan da izleme şansım oldu. Çok eğlenceli geçen 22 günün ardından bugün stajımın son günü maalesef. Bana çok şeyler öğreten beraber çalışma fırsatı bulduğum tüm arkadaşlarıma, platin sarısı saçları ile küçümenin doğum günü furyasını başlatan ve benim doğum günüm ile birlikte Kocamanın doğum gününe çevirilmesine sebep olan Serap’a , bu geçirdiğim en güzel doğum gününün facebook eventini organize eden Aysu' ya, benimle bilgilerini paylaşmaktan hiç kaçınmayan ve hep örnek aldığım Beste'ye, adalarda yalnız bırakılan kedi ve köpeklere mama götürdüğümüz aktivitemizde, her gördüğü kediyi severken, boğuyor sanılan Aysun’a, kıskanmadan(!) Sarper'in güzel köpeği Lusi'yi benimle paylaşan Özlem’e  stajım boyunca yardımlarını benden esirgemeyen Nagehan ve Deniz’e, Fosbuk karikatürleri ile herkesi güldürebilen (Begüm'ün sürekli gülen yüzü hariç) :) Sinem ve Begüm'e, her online soruna anında yanıt verebilen Orhan'a güzel kurabiyeleri için Sibel albaya ve assolist olarak benimle evini paylaşan kardeşim Sarper ve Ailesine sonsuz teşekkürler. Stajımı kabul eden ve youtholding'de deneyim kazanmama izin veren Emrah Beye ve Alex Beye de teşekkürü bir borç bilirim.

Ok bugün son günüm olabilir ama bu youtholding çaylağı elbet bir gün geri dönecek ve bu heyecanı yaşamaya devam edecek.

Ufuk SATIŞ

16 Şubat 2010 Salı

Hayatı Doldur Gençlik Kulübü

Eksik birşey mi var hayatında?
Artık dünya da, dünyanın başdöndürücü dönme hızının önüne geçen bir iletişim hızına yetişmeye çabalarken, genç hayatlarda eksik kalan değerleri ele alıp harmanlayan ve sosyal iletişimi güçlü ve eğlenceli bir biçimde hayatlara dolduran bir gençlik kulübü olan HAYATI DOLDUR www.hayatidoldur.com üzerinden düzenlediği kaliteli, etkinlikleri ile Türkiye'nin pek çok üniversitesinde tanınıyor.

Hayatı Dolduran tüm projelerin tek menfaati, geleceğe bakan gençlerin vizyonuna katkıda bulunmak.

Üyelerine sağladığı olanaklardan faydalanmak ise çok basit, www.hayatidoldur.com 'a üye olup etkinlik takvimini izlemek...